Öncelikle sosyal paylaşım platformunda ara ara yazdıklarımdan bahsedip bir kaç şirinlik segisi yapacağız ardından yeni, içimden gelenlere geçeceğim.
Evleneceğim güzellik, karnıbahar yapmayı iyi bil tamam,
öptüm görüşürüz.
Evleneceğim güzellik, lahana dolması yapmayı iyi bil tamam,
öptüm görüşürüz.
Evleneceğim güzellik, kabak çiçeği dolması yapmayı iyi bil
tamam, öptüm görüşürüz.
Çokça midesine düşkün biri olduğumu düşünüyorsanız, açıklamamı okumalısınız.
( Karnıbahar’ı iyi yapabilen kişi yürekte aşkı ömretmeyi bilir
.
Lahana dolması’nı iyi yapabilen kişi ,
sevenlerin
birbirilerinden haberli habersiz yaşadıkları zamanların acısını hasretle
sarılarak bitirebilir.
Kabak çiçeği dolması’nı yapabilen kişi ise: Sabah’ın güzelliği
ile gelen bahardır ömrüme.
Ben hayattan sadece 2 dolma bi bahar istiyorum. )
Evleneceğim güzellik, hardallı salata yapmasını iyi
biliyorum. Öptüm, görüşürüz.
Evleneceğim güzellik, karidesi taze taze haşlamasını, temizlemesini
(Hem Antik Yunan soslusunu hem de güvecini) yapmasını iyi
biliyorum.
Ama hardallı
salatayla ikisini beraber aynı gecede yapmam.
Dostlarıma 18. senemizde nasip
oldu.
Biz'e de öylesi olur artık.
Öptüm, görüşürüz.
Evleneceğim güzellik, yoğurtlu semizotunun en şahanesini
yapmayı iyi bil tamam, öptüm görüşürüz.
Evleneceğim güzellik, canım midye dolma istediğinde''Ama onları çok sağlıksız ortamda yapılıyorlar, vazgeçelim
şu alışkanlığımızdan yada alışkanlğından'' demek yerine''Bugün Biralarımızı Enginar dolmasıyla yemeyi deneyelim
mi?'' gibi etkin, şaşırtıcı, keşfedici çözümlerle gelelim birbirimize tamam. Öptüm,görüşürüz
Evleneceğim güzellik, kendi ellerimle hazırladığım meyveli yoğurdu (böğürtlenli
şeftalili falan) kullanmadığım elimle yemeye çalışarak diğer lobumu
çalıştırmaya çalışırken üzerime döküyor olabilirim çokça, çocukluğumu anımsamak
istiyor da olabilirim. Ve fakat; durum böyleyken 'Neden hep üzerine döküyorsun?'
gibi içimdeki çocuğu küstüren davranışlarda bulunmayalım birbirimize olur mu? Öptüm, görüşürüz.
Evleneceğim güzellik, Birbirimize uzanırken kitapta okuyabiliriz, dinleyebiliriz de dünyamıza dair diğer sesten şahane
kelimeleri ama yanyana kitap gibi sessiz kalıpta birbirimizi okuduğumuz zamanlarımızı, geleceğe dair özlemliyorum ben. Bunu bilelim de yaşayalım tamam.
Öptüm,görüşürüz
Bunların hepsi şekerlemeler.
Ben karşımda hayata meydan okumuş bir kişilik isterim.
Hayatla uyumunu bulmuş bir "Benlik" isterim.
Benim istediğim de nedir ki.
Benim ne istediğimi umursamayan, kendi istediği için "Öyle" olan.
Öylesini bile bilemediğim.
Bilmediğim bir Doğa isterim.
Şu an kiminle konuştuğumu bilmediğim.
Bu şahanenin,
dengenin,
hayatın imzası olduğunu isterim.
Ben kimim ki senin yanında
Sen kimsin ki benim yanımda
İnsan ne ki diğer insanın yanında
Meta mı ideayı doğurur, İdea mı metayı ?
Ne ki bunlar birbirilerinin yanında.
70-80 senelik bir ömürde meselelerimize,
kavgalalarımıza,
davamıza,
bu dünyadan ardımıza baktığımızda
kaz adımlarımızdan başka neyimiz kalacak.
Sen var gel sen ol.
Ben varayım geleyim ben.
Ben Sen olmana sebep olayım,
Sen Ben olmama hanımeli.
Birbirimizin özgürlüğü olalım.
Var mı ötesi.
Yalnızlıklarımızı damıtıp bu yaşamdan bir kenara bırakalım.
Onlar bir kenarda sevişsinler.
Biz başka kenarda uyuyalım.
Dünyamızda gerçekten salt varolamayan "Özgürlük" halini
bir çift duvar,
bir çift eldiven,
bir erguvan,
bir reyhan,
bir de dolma kalemle aşalım.
Meseleler,
okunacaklar,
dinlenecekler,
gezilecekler,
özlenecekler,
anılacaklar,
renklenicekler,
falanlar filanlar topladım ben çokça işte.
Bir de yaşanılası bir meslek,
bir yaşam filtresi algı,
Çok değerli Dostlar
benim sermayem
Budur.
Dost'un yoksa, meselen yoksa,
yanıma gelme.
Dostu olmayanın, meselesi olmayanın
sevdiği de olamaz.
İçimden geldiği gibi yazdım.
İlk defa böylesine dağınık bir yazı yazdım.
Toparlayacağım bunu.
Bıraktım dağınık kaldı.
E biraz da dağınıklığım toparlanacak zaten gelince.
Biket İlhan: Attila'nın mırıldandığını duyduğumda dikkati dağılmasın
diye ortada görünmez, çalışma odama kapanırdım. 20 yıllık beraberliğimiz
boyunca da bunu yaşadım. Çünkü şiirlerini kendi kendine söyleyerek
yazardı. Hiç bitmedi o mırıltılar.
Zühal Tekkanat: Cemal Süreya'nın, tanığı olduğum kadarıyla şiir notları,
rakam yazmaları, uykusu hep yarım yarımdı. Sayfaların üzerini yazar
çizer, uyurken kalkıp notlar alırdı. Sürekli ayaktaydı.
Hadi, eyvallah.