21 Ocak 2013 Pazartesi

Tahta, pavyon, simit


Kimseler bilmezdi, iki kişiydik biz
İki kişinin çoğul tekiliydik
kimsesiz-dik
herkes-dik
hiçlik-tik
bütün-lük-tük biz
Sonra o geldi aramıza
zaman, mekan illeti
kırdı masamızı
çürümüş rutubetli bir hal almaktaydı ahvalimiz
kırdılar bizi
yere düşürdüler
tahtalarımız boca edildi
kalamadık ayakta
pavyonlarda satılan yapma güllere döndü umutlarımız
var gibiler
ama yoklar
görüntüde varız
ama yokuz
hala özlüyorum seni
özlediklerim gibi değil,
yüreğim gibi değiliz artık biz
2 gün önceden kalma simit bayatlığındayız
kalmadı gevrek gülüşlerimiz
hüzüne akrabayız
pencereler güneşte kururlarken ve boyaları atarken
unutma bizi.

Emre Demir Ustaoğlu



Kararmış, tahta masamızda bir şişe şarap
Gecelerden bir gece, bezginiz
Üstelik, adamakıllı sarhoşuz, ellerin ellerimde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...