2 Ağustos 2012 Perşembe

Sade



Sade

Hangimiz nerede unuttuk sevdayı?
Ah nerelerde unutuldu yağmurun kuytu güzellikleri,
uzak kaldılar köhneliğime kalbim vakur.
Ben hala yağmur tanesi kadar sıcakken bir soğuk akşamüstü
yavaş yavaş ılık,
derin derin soğuk.
Sen,
uzak uzak beyaz,
için için haki.

Neden buluşamadık ey renklerine yandığımın ışık hüzmesi yansıma farklılıklarımız ?
Neden dalamadık zifiri bir karanlığa kahraman martılar misali ?
Kargadan beyaz,
güvercinden geniş.

Neden adam gibi yaşamayı beceremeyen göze alamaz ölümü ?

Ölüm bir tenha kemik torbası,
yaşadığını zannedene var,
Ana karnını hatırlayamadığını kavrayana sır.

Aşk bir sır anlayamayana
Aşk bir sonsuzluk
sonluluğunu yaşayana.

Sevdalar bir sincap unutkanlığı insan yüreğinde.
Sen bir tebessüm, yalnızlık ülkeme.

Ben unutmadan seni,
Sen unutmadan beni.
Zaman beklemez,
mekan zahiri.
Aman ha hızlar değişken.
Ve giremeden tabiat kanunu aramıza
Diren
Newton'a,
Kuantuma,
İzafyete.
Sade,
sadeliğinle,
sadece.

Gülüver şimdi.


Kızılçullu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...