Hislerin evrenselliği hakkında.
Hislerin kelimelerden daha fazla anlamları vardır hep , söylenilemeyen.
İnsan hep anlatma çabasındadır, anlatılamayanı.
Bizlere bahşedilmemiş kelime hazinesi eksikliğinde betimlemeye, çözümlemeye çalışırız hallerimizi.
Bazı insanlar yaklaşırlar anlatabilmeye, şair olurlar.
Bazıları bu hisleri müzikle anlatırlar ya da toprakla (bir vesileyle işte) sanatçı olurlar.
Ben eksikliğimi ortaya koyabilmek için; eğer hissedebilirsek aynı halleri diye vesileleri ortaya sunacağım sadece. 2 yazı önce belirttiğim gibi ben size bir şeyleri anlatabileceğimi düşünmüyorum.
Sadece düşündürttürebileceğimin haddindeyim.
Haydi gevezeliği bırakalım da.
( Ki gördünüz ki anlatımımda ağırlık, kasvetlik, fazla hareketlilik ve sınırsızlıklar yatıyor ve anlaşılamayabiliyorum. )
Olsun hiç bir zaman böyle bir iddiam olmadı da zaten.
Hala okuyorsan da. Helal olsun.
Canımsın.
Canımsın.
4 dakikalık bir ruhumuza yol almaya ve söylenilemeyen neleri anlatıyor acaba bu eser durağına gelmiş bulunmaktayız. Beraber dinleyelim. Noktaları sonra birleştireceğim.
'Come on baby, dry your eyes.'
Anlatılmayan haller varsa eğer eserde;
bu anlatılamayanların ne kadar benzerlik gösterdiğini bir eserle tecrübe edebilir miyiz acaba?
Eserlerden öte ne şahane bir güzellik hissediliyor. Ben O'na hayranım işte.
Ben ne bir durum anlattım kardeşim sana, ne de çözümleme belirttim.
Sadece 'insan' eksiklik ve güzelliğimizi paylaşmak istedim.
Benden sadece bu kadar.
Kızılçullu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder