18 Şubat 2012 Cumartesi

Vira Bismillah

Hoşgeldim,
hoşgeldin, 
hoş gelişler ola.

Bir huzurlanalım önce sonra üzerine konuşuruz.


( Erinme kardeşim, erinme. Bir tıkla da ferahla yahu.
Huzura bu kadar yakınken hep üzerinden atlamadın mı sen,
biz,
bu tatsızlıklarımıza sebep
hep şu üşengeç, boşvermiş, yarı umursamaz halimiz. )
00:50-00:52 arasındaki bir iççekişle başlanmalı yaşamaya.
İçimizdeki hantala meydan okuyarak:
The past is gone.
Dream until your dreams come true.


 Vira Bismillah.

Çağlar sonra 'karanlık çağ' olarak adlandırılacak olan aydınlık yaşamımız yıllarında,
matbaanın bulunmasının 'insanlık' tarihi üzerinde nasıl bir etkisi olduysa
Web'in de böyle bir yüzyıllar ötesi değişim yaratacağı kanısına varmış bulunmaktayım.
Bu sebeple yazmaya başladığım bu blog, algılarımı yansıtacağım bir alandır.

Herkese şahane bir 'Merhaba'.


Bu blog içerisinde karşılaşacağınız her fikir ve düzenleme, aşağıdaki denklemden süzülerek aramızda  bir bağ oluşturursa ne güzel.
Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,
Karşınızdakinin duymak istediği,
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığı,
Anladığı..

arasında farklar vardır
Dolayısıyla insanların birbirini yanlış anlaması için en az 9 ihtimal var.
Sylviane Herpin
Şimdilik sevdiğim iki eserle Yol'a çıkalımda, zaten kervan yolda düzülür.


Kızılçullu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...