21 Şubat 2012 Salı

İnsanlar; bedenleri yaşar ama ruhları mefta insanlar...

 Müzik, toprağımızı havalandırır. Eşlik etsin ruhunuza izin verin.



İnsanlar;
     bedenleri yaşar ama ruhları mefta insanlar...

Hayatının, boşa avuntularla geçtiğinin bile çelişkisine düşmeden yaşayan sadece beden yaşantılar.
Kendisinin hep doğru yolda olduğunu düşünen ama hep haksızlığa uğradığını düşünen küskün suratlar.

Herkes haklı bu dünyada
 hatta herkes kendine göre güzel, yakışıklı.
Tanrının insanlara verdiği, kendini nasıl olursa olsun en iyisi  görme yetisini anlamadan çokça avunur aslında şehir insanları.
Heryerde kasıntılı yüzler, çekici olma çabasındaki çehreler
ama en diplerde sahipsiz, kimsesiz, acınası yürekler.

Herkes kendini birşey zannediyor bu hayatta.
Herkes kendine göre en anlayışlı, haklı
en başarılı,
en güzel,
en yakışıklı,
hayata en doğru bakan,
doğruların doğrusu zannediyor kendini, avuntu misali...
Tanrının insanlarla bi dalga geçme hali sanki bu yanılgı.

Hayat, kişiye kendisini büyük gösteren bi ayna.
Bende, sende, onda, bunda herkeste  aynı yanılgı.

Bir zannetme dünyası bu yaşam a dostlar
farkedelim artık
ki ilerleyebilelim.
Kabul edelim en eksik yanlarımızı
indirip duvarlarımızı ilerleyebilelim.

Neden layık olmadan bize verilenlerin değerini bilmeyip suistimal ederiz de
severiz bizi kıranları, acıtanları? ( Buna tabiki aşkı harmanlayamamışlar için değindim.)
Böyle anlarda silkinmeli insan.

Aşkın yaşanılan, hissedilen, acıtan gereksiz bir geri dönüş halindeki alışkanlık mı
 yoksa gerçek bir istekli tutsaklık mı olduguna karar vermeliyiz.
Eğer bi budallıksa gömülmelidir acilen kalbin en ücra köşesine, yok
eğer sevda ise saygı duyulmalı geçen her bir ana.

Hep bir zannetme işte
kendinden çıkıp dışa dönüyor bu zannetme olgusu zamanla
Yaşadığını zannediyor insan
                         oysa etrafında dönenlerin, hayatın, sevdiklerinin anlamı yok
birini sevdiğini zannediyor
                         oysa sadece hissettiği beğeni yada bir kıskançlık dürtüsü,
kendimizi kral zannediyoruz çöplüğümüzde    
                         oysa dış dünyada bir zavallıyız
( ki umarım zavallı görüyoruzdur kendimizi yoksa bu gelişmenin başına bile gelememişiz demektir.)


Ben en eksik yanlarıyla sevdim hayatı,
ama eksiğiyle ilerliyeceğim demek değildir bu.

Hala zannediyorum birşeyleri
belki bunu yazmakla da kendimi birşey zannettim.
Velhasıl;
daha az zannettiğimiz günlerde beraber olmak dileğiyle...

En büyük dileğimdir hepimize, avuntuyla değil gerçekle mutlu olalım.

 Kızılçullu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...