14 Ekim 2012 Pazar

Baktın kastı, buyur bas yaylan. Bizden olmayan gangamatillaları dinleyiver koçum benim.

Bu yazıda doğaçlama olarak kardeşinizin bugünkü bakış açısını göreceksiniz.
Baktın kastı, buyur bas bizden olmayan gangamatillaları dinleyiver koçum benim.
Ondan sonra o gangam acaba neden böyle patladı falan düşünmeden  hominidi hominidi eğlen. Sayıkla kendince, Suriyeye neden giriyoruz ki.
Rusyanın petrollerinden haberin var mı, yok.
Seneler öncesinde sınırlarımızdaki mayınları kim temizledi, yok.
Çin petrolü nereden alıyor, yok.
Eee Amerikanın yerel seçimlerinde Obama ne yapıyor, yok.
Sonra savaşa hayır.
Hiç kusura bakma kardeşim.
Sana gangamı gayarlar.
Hadi kafam atmadan uzunca da yazmadan keyfimi bulduğum musikimize girelim.
Pazar günümüzde şöyle bir keyfimize bakmamız gerekiyor.
Ölmeden dinlememiz gerektiğini düşündüğüm bir Büyük eseri inceleyeceğim.
  Bunlar değerli adamlar bari bunları analım.

Tut-i mucize-guyem ne desem laf değil


 Nef'i'nin fahriyye bir gazelidir.
 Divan edebiyatında şairin övünmek için yazdığı şiir türüne fahriye adı verilir.
Makam: Segah
Bestekar: Itri
Sanatçı: Zeki Müren - Barıış Manço - Bülent Ersoy - Münip Utandı
Güftekar: Nef'i Ömer Efendi
Usül: Yürük Semai

Tut-i mucize-guyem ne desem laf değil

Beli yârim beli dost
Beli mirim beli dost
Beli ömrüm beli dost

Çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil
Beli yarim beli dost
Beli mirim beli dost
Beli ömrüm beli dost

Ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana
Beli yarim beli dost
Beli mirim beli dost
Beli ömrüm beli dost

Ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil
Beli yarim beli dost
Beli mirim beli dost
Beli ömrüm beli dost

 


Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil
Yine endîşe bilir kadr-i dürr-i güftârım
Rûzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil
Girdi miftâh-ı der-i günc-i ma'ânî elime
Âleme bezz-i gevher eylesem itlâf değil
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tab'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil
Nefi

Güvenililr olmadığını belirterek en kolay ulaşılabilineni paylaşıyorum: 
Güvenilirleri daha altlarda
 
Tut-i mucize-guyem ne desem laf değil
"Ben mucizeler söyleyen papağanım, söylediklerim boş söz değildir." 
Çerh ile söyleşemem ayinesi saf değil
"Düşünceleri yanlış, bilgisi az kişilerle söyleşmek gereksiz anlamındaki ata sözüdür.
 "çark" kelimesinin farsça kökenlidir. Eski Türkçe'de, felek anlamına gelir."
 "Dünya ile 'çerh' (=felek / kader)'le konuşamam. 
Çünkü, onun aynası (saf)güvenilir değil."


 Mucize gibi güzel söz söyleyen bir kuşum, ne desem boş değil, 
felekle söyleşemem feleğin kalbi saf değil, bizim için oyunlar hazırlıyor.         
Hatırlatayım "tûti", papağan, dudu kuşudur. 
Papağana konuşma öğretmekte ayna kullanılırmış. 
Falanlar filanlar derken çok garip hikayeleri ve tasavvufi birleşimleri var bu konunun 
merak edenler linklerden takip ederler. 
Bulamazsanız ya da üşenirseniz, ulaşın ben ileteyim Size, canım benim.

 

 Günümüz Türkçesiyle;
1.Beyit: Mucizeleri dile getiren papağanım, dediklerim boş laf(tan ibaret) değil / 
Cahil ile konuşmam (onun) kalbi temiz değil.
2.Beyit: Kalbi temiz olmayana "gönül ehlidir" diyemem / 
Gönül ehillerinin birbirini bilmemeleri olacak iş değil.
3.Beyit: Devir alçaksa ve dünya sarraf değil ise inci (gibi kıymetli olan) 
sözümün değerini bilse bilse düşünce bilir.
4.Beyit: Anlam hazinesinin kapısının anahtarı elime geçti /
 Âleme bol bol cevher dağıtsam ziyanı yok.
5.Beyit: Nef'î'nin temiz gönlü, sözün levh-i mahfûzudur / 
Dostlarınınki gibi sahâf dükkânı değildir


 İyi bir çözümleme yazısı:

Büyük üstatlardan Enbüyük icra:

Makam Farkı (19 Kasım 2011)

29:45 den sonrası
Her zaman dinlemelik kalitelisi:
http://fizy.com/#s/1aifpj

 Gitmeden ikiüç kelime üzerine daha düşeym de rahatlayayım. Bu eserin ardından bunlar iyi gidiyor bana.
  1. Ehl-i dil
  2.  Muhabbet
  3.  Zühd

Ehl-i dil nedir?

  'gönül dostu' dur.

 ehl-i dildir diyemem sinesi saf olmayana
ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil
(nef'i)
---Günümüz Türkçesi ile---
göğsü/gerdanı (gümüş bir ayna gibi) saf olmayana gönül adamıdır diyemem.
gönül adamı olanların birbirini bilmemesi insafsızlık olur.

Muhabbet nedir?

Dostlarım bilirler.

Zühd nedir?

Zühd: Birşeye rağbet etmemek, o şeyden korunmaktır. (Arapça)
 Kendini ibadete vermek.
İsteksizlik, rağbetsizlik, aza kanaat, dünyaya ve maddî menfaate değer vermemek,
çıkarcı, menfaatperest ve bencil olmamak, kalpte dünya ve çıkar kaygısı taşımamak, 
kanaatkâr olmak demektir. "elde olan dünyalığa sevinmemek ve elden çıkana üzülmemek, 
elde bulunmayan şeyin gönülde de bulunmamasıdır" şeklinde de tarif edilir.
 
 "Çok şey istiyorsun, elde edemiyorsun, daha az iste."   Epiktetos

Diyanete göre:
 Sözlükte "ilgisiz davranmak, yüz çevirmek, rağbet etmemek" anlamına gelen zühd, 
tasavvufta, âhirete yönelmek, dünyaya dolu dizgin dalmamak; elde mevcut bulunsa bile 
gönülde mal ve mülk sevgisine yer vermemek demektir. Zühd, dünyayı tamamen terk edip
çalışmayı bırakmak, dünya lezzetlerine sırt çevirip, kuru ekmek yiyerek aba giymek değil, 
lezzet verici şeyleri azaltmak, onlara dalmamaktır. Diğer bir ifadeyle âhireti unutup 
dünyaya esir olmamaktır. Zühd kelimesi Kur'ân'da geçmezse de, 
 dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu, malların ve çocukların 
birer imtihan vesilesi olduğunu bildiren âyetler (En'âm, 6/32; Enfâl, 8/28) 
zühd hayatını destekler mahiyettedir. 
Hz. Peygamber de zühdün helâlları haram kılmak veya malı telef etmek değil, 
elde bulunana güvenmemek olduğunu bildirmiştir (Tirmizî, Zühd, 29; İbn Mâce, Zühd, 1). (M.C.)

Benim anlayabildiğim en kolay yolu:
 ne varliga sevinirim
ne yokluga yerinirim
askin ile avunurum
bana seni gerek seni
 Yunus emre

Konuyu da hiç bir yere bağlamıyorum aq.
Hadi eyvallah kardeşim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...