2 Mart 2012 Cuma

24.02 - 02.03

Merhabalar,
Blog hakkında bir kararımı şu anda, burada sizlere bildirmek isterim.

Haftada bir, bir hafta içinde gelişen benim için önem arzeden konuyu zihninize, ruhunuza, benliğinize sunacağım.
Bu paylaşımın günü de Cuma günleri olacak.

Bütün yazı caanım eserle ilişiktir.
Dinlerseniz keyifli olur.



Bu haftamızın önemsediğim konusu
'13 ayda 26 ülke,100 sehir gezen Türkler'.
Neden bunun 'haber' olabildiğini düşünürsek eğer; 
cümlenin en sonundaki milliyet belirten ismin altını çizmemiz gerekiyor.
Sosyal yaşantımızın etkileneni insan yapımıza göre, 
zor bir durum bu başarılmış olan. 
Bizler; yıllık tatillerimizin planlarını dahi 
tatil gelmeden en erken 1 ay önce yapabilen insanlarız.
(Daha erken yapabilen varsa eğer şu an yapmış olması lazım, 
yaptıysa da bi seslensin inceden, iyi olur.)
Bunun sebebi türlü türlü etmenler tabiki. 
Fakat onlara girmeyeceğim. 
Sadece sıyrılınması gereken konular olduğunu söyleyip, 
herkesi kendi hayat çözümlemelerine bırakmak istiyorum. 
Pek tabiki kişisel halimi de o kadar ifşa etmemek için attığım bir adım olabilir bu kardeşim. 
Öyle anladıysan. 
Sorduysan bana. 
Helal sana. 
Tam benim aradığım insanlardansın. 
Beni eleştirebilen.
Bana kuşkuyla bakan. 
Beni tartan. 
Sonra anlayan. 
Çünkü ben insanları böyle severek alıyorum hayatıma. 
Böyle olmayanları da hayatıma aldığım olmuyor mu? 
Pek tabiki de var.
Ya çok değerlidir onlar.
Ya da tam tersi.

Mevzuya geçelim yeter artık. Ben sıkıldım yazarken. 
Okurken ki kasvetini düşünüyorum şu an. 
Sağolasın yahu. 
Değecek değecek aldığım zamana vallabilla. 

Bu arkadaşlarımızın ikisi de mühendismiş. 
Basmışlar kararı kaçıyoruz kardeşim demişler.
Öncesinden hazırlıklarını da yapmışlar pek tabiki.
Ama o cüreti de gösterebilmişler hani.
Biz hangi 'saçma sapan' gibi görünmeyen 'çok önemli' işlerimizi bırakıp tam 1 yıllığına tatile çıkabiliriz?
'Neleri kaçırmış oluruz?' riskiyle nasıl da vazgeçeriz bu kendine yolculuktan.
Dünyaya yolculuktan.
Korkuyoruz.
Harbiden de çatır çatır korkuyoruz.
Hayatımızı kuramamaktan.
Geleceğimizdeki güvencemizi sağlayamamaktan.
'Kendimizin hakettiği geleceği yaşamak uğruna bugüne sarılmaktan' korkuyoruz.
Yani ben böyleyim.
Sen değilsen.
5 ay sonra neredesin canım kardeşim?


Para falan fasaryası da okumayın bana.
Parasız ne kadar güzel işler yapılabildiğini de çözümleyemediysen zaten, çarpı köşesine tıkla canım benim.
Konuşmayacağım konular var benim.

Forget about the Price Tag

Mevzudan fazla bahsetmeme gerek yok bence.
Dileyenler şu linkten adamların bloglarına ulaşabilirler.

BAŞKA TÜRLÜ BİR ŞEY

başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..

bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun

bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince

nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..     Can Yücel


 Sizin başka türlü isteğiniz nedir?


Hadi,
Öptüm.
İki yanaktan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...