15 Mart 2012 Perşembe

Hislerin evrenselliği ve kelimesizlik hakkında


Kelimeler yokturlar demiştim, biraz üzerinde ilerleyelim.
Konuşmayı pek tercih etmediğim günler içerisindeyim canım benim.
Bu sebeple eserler üzerindeki anlama bırakacağım kendimi.
Ne de olsa kelimesizliği kelime gereçleriyle anlatmaya çalışmak büyük gaflet olurdu.
Sen de bunu anlardın.
Takmazdın beni, bilirim.
Hadi, Yola çıkalım.






Hep çocukların yaşam tarzlarına bakınca, 'büyüklerden' daha fazla bir şey bildiklerini düşünürüm.
Tamam Tabula Rasa'ya da inanıyorum ama kendimi eleştiriyorum işte sana, bana karşı be karşı.
 Samimiyetimi cahilliğim sanma olur mu?

Bizler büyüdükçe yalanlara, sınırlara doğruymuş gibi inanıyoruz.
Örnekleyelim hadi.
Desem ki Sana, 'Kitlelere hitap edeceğim.'.
Hadi oradan canım sende, gevşek dersin.
Yeğenime desem, ?
Cevabını sende, bende bilemeyiz.

Hadi sınırlarımızla yaşamaya devam edelim.

Kelime ve hayal sınırlarımız arasında.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eyüp kardeşim ve yürek sızısı

Uzun zamandır blogumda yazmıyorum. Ne düzenlemesine, ne imlasına ne de tasarımlarına dikkat ettiğim bir yazı olacak bu. Beni çok etkileyen ...